MügeVe ..... Bir Fincan Kahve Molasında Ekonomi Sohbeti - 💸💰💵💶💹

 Ekonomik krizler geldi mi, herkesin kafası karışır.

Bir yanda birikimlerimizi nasıl koruyacağız telaşı, diğer yanda borçlar ve ödemeler derken işin içinden çıkmak zorlaşır.

Böyle zamanlarda, insanlar genellikle borsaya, altına, gümüşe yönelir. Peki, bu davranışlar neden ve nasıl oluşuyor? Ve bunların sonuçları ne olabilir?

Gelin, biraz tarihten örneklerle, biraz da felsefi düşüncelerle bunu irdeleyelim.

Krizler patlak verdiğinde, herkesin aklına ilk gelen şey "Nasıl daha fazla para kazanabilirim?" oluyor.

Bu noktada, borsa ve değerli metaller devreye giriyor.

Altın ve gümüş, tıpkı eski bir dost gibi güven verir. Ne de olsa yüzyıllardır savaşlarda, ekonomik çöküşlerde hep yanımızda olmuşlar.

Ancak, her güzel şeyin bir bedeli var. Altın ve gümüş her zaman kazandırmayabilir, borsa ise adeta bir roller coaster gibi inişli çıkışlıdır.

Şimdi bir düşünün, bankadan kredi çekmişsiniz ve bu parayı borsaya yatırıyorsunuz.

Ooo, çok riskli bir hareket!

1929'daki Büyük Buhran'ı duymuşsunuzdur. O zamanlar insanlar, büyük paralar kazanma hayaliyle borsaya borç parayla yatırım yapmışlardı. Ama ne oldu? Borsa çöktü, milyonlarca insan işsiz kaldı, bankalar battı. İşte bu yüzden, krediyle yatırım yapmak biraz kumar oynamak gibidir; kazanabilirsiniz ama kaybetme riskiniz de çok yüksektir.

Peki, bu tür davranışların arkasında ne var?

Filozof John Stuart Mill, "İnsanların eylemleri, sonuçlarına göre değerlendirilir" der. Yani, krediyle borsaya yatırım yapmak, kısa vadede karlı görünebilir ama uzun vadede büyük zararlar doğurabilir.

Karl Marx ise, kapitalist sistemin insanları sürekli daha fazla tüketmeye ve risk almaya teşvik ettiğini söyler. Yani, sistem bize diyor ki: "Daha fazla al, daha fazla harca, daha fazla riske gir!"

Sadece Büyük Buhran değil, 2008 Küresel Finansal Krizi de bu konuda ders verici nitelikte. O dönemde mortgage kredileriyle finanse edilen riskli yatırımlar, küresel ekonomiyi çökertmişti. İnsanlar kredi kartları ve çeşitli kredilerle büyük risklere girdi ve sonuç olarak, birçok banka iflas etti, milyonlarca insan işini kaybetti. Bu kriz, finansal sorumluluğun ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

Ekonomik kriz beni çok düşündürüyor. Ben de kendi adıma düşünüyorum. "Altına mı yatırım yapsam, borsaya mı girsem?" Sonra kendi kendime diyorum ki; "Biraz sakin olmalısın."

Antik Yunan filozofu Epikuros der ki, 'Basit yaşa, karmaşadan uzak dur.'

Yani, krizde panikle kararlar vermek yerine, mali durumunu sağlam temellere oturt. Aşırı risk almaktan kaçın ve borçlanmamaya çalış.

Finansal okur yazarlık denen kavram aklıma geliyor; Finansal okuryazarlık, bireylerin para yönetimi, tasarruf, yatırım, borçlanma ve bütçeleme gibi temel finansal kavramları anlama ve bu bilgileri kendi mali durumlarına uygulama yeteneğidir.

Bu kavram, ekonomik kararlar alırken bilinçli ve akıllıca seçimler yapmayı sağlar.

Finansal okuryazarlık, gelişmekte olan her toplumda çocuklara küçük yaştan itibaren öğretilmesi gereken bir "süper güç" gibidir.

Düşünsenize, okul müfredatında bu konunun yer aldığını ve çocukların parayı nasıl yöneteceklerini, tasarruf yapmayı ve akıllı yatırımlar yapmayı öğrendiğini! İşte o zaman, gelecekte yaşanabilecek her kriz anında paniklemiş insanlar yerine doğru kararlar almayı bilen yetişkinler tarafından kriz yönetimleri sağlanabilir.

Ekonomik kriz zamanlarında borsa, altın ve gümüş gibi yatırım araçlarına yönelmek, insanların mali güvenlik arayışının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Ancak, bu tür davranışlar kredi kullanımı ve borçlanma ile birleştiğinde ciddi riskler taşıyabilir.

Tarihteki örneklere bakınca, insanların riskli yatırımlar yapmasının toplumlar üzerinde ne büyük ekonomik ve sosyal etkiler yarattığını görüyoruz. Filozoflar da boş durmamış, "Aman dikkat, bu işte bir terslik var!" demişler. Onlara göre, hem bireylerin hem de toplumların bu süreçlerde daha sorumlu ve bilinçli hareket etmeleri şart. Kısacası, biraz akıl biraz da temkin, bu işlerin altın anahtarı!

Ekonomik krizler hep olacak, kabul edelim. Ama eğer bilinçli ve dikkatli olursak, bu fırtınalardan çok daha az hasarla çıkabiliriz. Yani, paranıza sahip çıkın, yatırım kararlarınızı bir kez daha gözden geçirin. Belki de en iyisi, bir fincan kahve alıp sakin bir kafayla tekrar düşünmek! Kim bilir, belki de büyük kazançlar küçük bir kahve molasında saklıdır.

Sevgiler....

Yorumlar