Müge Ve....Okuma Süreci ve Duygusal Bağlanma

 Çocuklarımızın okuma yazma sürecine başladıkları ilkokul birinci sınıfta, ailelerin akşamları çocuklarıyla birlikte kitap okuma alışkanlığı kazandırmaları büyük bir önem taşımaktadır. Ancak, çocuklar okuma becerilerini kazandıkça birçok aile, bu rutini sonlandırarak çocuklarının artık kendi başlarına okuyabileceklerini düşünmektedir. Oysa ki araştırmalar, bu sürecin ikinci ve üçüncü sınıf boyunca da devam etmesinin hem bilişsel hem de duygusal gelişim açısından kritik olduğunu göstermektedir.


Çocuk edebiyatı üzerine yapılan akademik çalışmalar, çocukların erken yaşlardan itibaren ebeveynleriyle birlikte kitap okuma deneyimi yaşamasının onların dil gelişimini, kelime dağarcığını, anlama becerilerini ve eleştirel düşünme yetilerini güçlendirdiğini ortaya koymaktadır (Bus, Van Ijzendoorn & Pellegrini, 1995). Ayrıca, ebeveynlerle ortak okuma sürecinin devam etmesi, çocukların kitaplarla kurdukları bağı güçlendirerek okuma motivasyonlarını artırmakta ve okuma alışkanlığı kazanmalarını desteklemektedir (Mol & Bus, 2011).


Bunun yanı sıra, çocukların duygusal gelişimi açısından da bu süreç büyük önem taşımaktadır. Birçok çocuk için ebeveynleriyle birlikte kitap okumak, sadece akademik bir etkinlik değil, aynı zamanda güvenli, sıcak ve paylaşım dolu bir an yaratır. Çocukların okuma sürecinde yalnız bırakılması, bazı durumlarda onların "Artık ailem benimle vakit geçirmek istemiyor" veya "Okuma süreci eğlenceli olmaktan çıktı" gibi olumsuz duygular geliştirmesine yol açabilir. Yapılan psikolojik araştırmalar, çocukların ebeveynleriyle düzenli kitap okuma alışkanlığı sürdürmelerinin bağlanma duygularını güçlendirdiğini ve onların duygusal dayanıklılıklarını artırdığını ortaya koymaktadır (Baker, Mackler, Sonnenschein & Serpell, 2001).



Okuma sürecinin devam etmesinin bir diğer önemli nedeni, çocukların okuma hızlarının ve akıcılıklarının henüz tam olarak gelişmemiş olmasıdır. Birinci sınıfı tamamlamış bir çocuğun okuma yaparken yaşadığı deneyimi, yavaş bir internet bağlantısıyla film izlemeye benzetebiliriz; sürekli takılan bir görüntü, izleme keyfini nasıl bozuyorsa, çocukların akıcılık kazanmadıkları bir metni okurken yaşadıkları zorluk da onları kitap okumaktan soğutabilir. Çocukların metnin anlamına tam olarak odaklanamadan, kelimeleri seslendirmek için çaba harcadıkları bu dönemde, ebeveynlerin desteği kritik bir rol oynamaktadır.


Bu nedenle, çocuğunuz okuma yazmayı öğrendikten sonra da akşamları kitap okumaya birlikte devam etmeniz büyük önem taşımaktadır. Bu süreci keyifli hale getirmek için şu yöntemleri uygulayabilirsiniz:



Birlikte sesli okuma yapın: Çocuğunuz bir sayfa okurken, bir sonraki sayfayı siz okuyarak sırayla ilerleyin. Bu yöntem, çocuğun dinleme ve anlama becerilerini geliştirirken, aynı zamanda okumanın keyifli ve paylaşım dolu bir etkinlik olduğunu hissetmesini sağlar.


Bol resimli ve ilgi çekici hikayeler seçin: Görseller, çocukların metni anlamalarını destekler ve ilgilerini artırır.


Okuma sırasında duygusal bağ kurun: Kitapta geçen olaylarla ilgili sohbet edin, karakterlerin nasıl hissettiğini tartışın, böylece hem okuduğunu anlama becerisi gelişir hem de empati yetisi güçlenir.


Çocuğunuzun sesli okuma yapmasını teşvik edin: Kendi sesini duyması, okuma akıcılığını geliştirir ve öz güvenini artırır.



Çocukların okuma sevgisini kaybetmemeleri, okumayı sadece bir görev olarak değil, keyif alınan bir etkinlik olarak görmeleri için bu süreçte sizin desteğiniz çok kıymetli. Gelin, bu güzel alışkanlığı hep birlikte sürdürelim ve çocuklarımızın hem akademik hem de duygusal gelişimlerine katkıda bulunalım.


Sevgilerimle, ☺️

Yorumlar